MyFreeCopyright.com Registered & Protected

16 Eylül 2013 Pazartesi

Yazan, yöneten: R. Levent Everest
Tür: Fantastik , Macera
Yapım: Re / 15.08.2013 / Türkiye


Çizgiromanın konusu
Ulubilgekan kavminin, yetenekleriyle doğuşu, cezalandırılmaları sonucu yokoluşu, çocuklarının, onların öğüdüyle tekrar varolma çabası ve bunu sessizce ağlayarak anlatan, doğanın bütün bu yap-boz oyunlarına kurban gitmiş olan, güzeller güzeli diyarı; Anemoryum!

Çizgiromanın özeti 
Rüzgarın ve Ateşin çocukları (Serinin ilki)
Doğanın bahşettiği en büyük lütuf olarak görülen akıl,
Ulubilgekanlarca ihmal ve terk edilmiştir. Bunun neticesinde, doğa tarafından cezalandırılıp dört kavme ayrılmışlardır.
Atalarının yaşamış olduğu ve kötülüğün namından eser olunmamış yerlerde yaşayan bu 4 kavim, yüzlerce sayra yılından sonra tekrar atalarının bilgeliğine erişebilecek midir? 

Öğütlerin tutulamaması sonucunda değişen dengeler , 
bu yeni dengenin içinde varolan bir çocuk,
onun saflıkla hareket edişinin korkunç yansıması ardından,
kaderi topyekün değişen bir halk ve bu halkın yaşadığı diyar.

- kullanılan ekipmanlar - 
Fotoğraf makinesi, lensler ve tripod (özellikleri için bkz. Alper) 
Ipad 2 (6.1.3) 
Asus Eee Pc (windows xp kurulu ufak dizüstü) 
Hafıza kartları ve taşınabilir bellekler 

 - kullanılan programlar - 
   cartoon                   (ipad) 
halftone 2                   " 
dropbox                     " 
filemanager                 " 
camscanner                " 
sketchbookX               " 
        itools                     (bilgisayar) 
xnview                         " 
jpg to pdf converter.      "


                       

13 Eylül 2013 Cuma

Detaylar Ve Meraklılarına Eşantiyonlar

Detaylar :
Şifre çözmeyi sevenler için birkaç ekmek kırıntısı bıraktım...
Bu kırıntıları şiirlerde, konulan isimlerde veya felsefi anlam arayışı olarak hikayenin derinliklerinde bulabilirsiniz...
Böylelikle tek seferlik 'oku-bitir-kenara koy' çizgiromanlardan olmaması ve okuyucu 'yaş sınırının olmaması' gibi getirilerinin olması amaçlanmıştır.



sayısal açıdan Anemoryum
-Yaradılışı-
4 gün senaryonun sıfırdan varedilişi,
3 gün hikayenin açıklarının giderilmesi toplamında
7 gün senaryoya adandı.
-Oluşturulması-
Ortalama 1500 fotoğraf çekildi.
Fotoğraflar 5 kez elemeden geçirildi.
200' ü aşkını kullanıldı.
kıyafetler tamamen eski çarşaf, masa örtüsü, 
ve giysilerden tasarlandı.
"0" maliyetle bitirilecekti plana göre.
daha iyi bir iş çıkarabilmek adına,
mekan değişikliği ve suni kan uygulamaları yapıldı.
(bu ve benzeri durumlar ufak giderler oluşturdu.)
çekimler plana göre 7 gün sürmeliydi 
ancak vakit kayıplarıyla beraber 7 gün daha uzayarak
toplam 14 günde bitti.
-Sunuma hazır hale getirilmesi-
çizgiromana dönüştürmek
(efektler, düzeltmeler, konuşma balonları, yazı tipleri vs.)
7 gün sürdü, 
bu yedi günde toplam 100 saate yakın çalışıldı.
Karakterleri 15 kişi canlandırdı.
bunlardan;
3' ü giysi tasarımını, 
2' si fotoğraf çekimini, 
1' i geri kalan görevleri üstlendi.
Toplamda;
15 kişi çalıştı.
(ön ve arka kapak dahil) 61 sayfa oluşturuldu,
28 gün sürdü.


Meraklılarına Eşantiyonlar :
Ortak özellikler :
Bütün kavimler son derece zekidir.
Kötülük barındırmayan kavimlerdir, tamamen saf ve iyilerdir.
Kavimlere göre özellikler ;

Ulubilgekan kavmi
.Bilgekan, hissiyadeden, yetenek ehli, koruyucu kavimlerinin sahip olduğu bütün yeteneklere ve henüz bilinmeyen, çok daha fazla güce sahiplerdir.
.Aklı, bilgiyi, ruhu, gücü ve hatıraları temsil ederler.

Bilgekan kavmi
.Ata-ırk' a en yakın kavimdir.
.Yeteneklerin keşfi, öğrenimi, geliştirilmesi + kavimlerin 
gelişimi için verilen derslerde rehberlik ederler.
.Ömürleri diğer kavimlerden ortalama 5-10 sayra yılı daha fazladır.
.Bengü taşını yalnızca seçilen en yaşlı ve en bilge 'bilgekan' taşıyabilir.
.Öteki kavimlere göre daha fazla er'k'e'k bulunur.
.Belirli bir giyim şekilleri yoktur ancak 
odaklanmaları gerektiğinde; 
sade, tek parça, ayaklara kadar uzanan, 
başlıklı bir pelerin giyerler.
-----
.Geleceği öngörebilirler.
.elementleri su'dur.
.Geliştirdikleri yeteneklerini, tecrübe ve hafızalarını 
yalnızca 'kitaplara' aktarabilirler.
.Görme duyuları son derece gelişmiştir.
-Bilgiyi temsil ederler.

Hissiyadeden kavmi
.Diğer kavimlere oranla daha fazla kad'un bulunur.
.Oldukça zarif ve güzellerdir.
.Genellikle tek parça, beyaz, çok yaratıcı ve farklı kesimleri olan zarif giysiler giyerler. nadiren de olsa sevdikleri bitkilerin renginde giyinebilirler.
.Kavimlerin giysilerini onlar tasarlar, yetenek ehlileri üretir.
.Sanat dallarının herbirinde çok başarılılardır.
.Söyledikleri ve çaldıkları müziklerle herkesi büyüleyebilirler.
.Yeni başlayan günün getirdiklerini ve doğacak olan çocukların cinsiyetlerini hissedebilirler.
.Doğa hakkında oldukça bilgi sahibidirler.
-----
.İyileştirme yetenekleri vardır.
.elementleri toprak'tır.
.Geliştirdikleri yeteneklerini, tecrübe ve hafızalarını 
yalnızca 'hissiyat ağacı' denilen bir ağaç türüne aktarabilirler.
.İşitme duyuları son derece gelişmiştir.
-Ruhu temsil ederler.

Yetenek ehli kavmi
.Genellikle iri oluşlarıyla, bazense uzun boylarıyla çok dikkat çeken, 
güçlü görünen bir kavimdir.
.Yardımsever ve fedakarlardır.
.Bazen duygusallığa kapılabilirler.
.El becerileri kuvvetli olduğundan, sandal, çapa, ensturman, giysi yapımını onlar üstlenir.
.Genellikle tek kolu açık, tek omuzdan sarılı, püsküllü ve iki parçadan oluşan, kuvvetli ve zor zedelenen kumaşlardan yapılan giysiler giyerler.
-----
.Çok güçlü ve dayanıklıdırlar.
.elementleri 'sayra ateşidir'.
.Geliştirdikleri yeteneklerini, tecrübe ve hafızalarını 
yalnızca 'taşlara' aktarabilirler.
.Dokunma duyuları oldukça gelişmiştir.
-Gücü temsil ederler.

Koruyucu kavmi
.Fazlasıyla enerjik, hareketli ve çalışkanlardır.
.Daha büyük ve hareketli gözleri dışında, ayırdedici bi dışgörünüme sahip değillerdir.
.Yarışmaları, kutlamaları severler, espiri anlayışlarıyla ve eğlenceli karakterleriyle herkesi neşelendirebilen bi kavimdir.
.Belirleyici bir giysileri olmamakla beraber, sıklıkla iki parçalık, sade kesimli ve renkli giysiler giyerler.
-----
.Diğer bütün kavimlerin yeteneklerini, tecrübelerini ve hafızalarını, 'kavimlerin kendilerine has nesnelerine' aktarabilirler.
.Elementleri 'hava'dır.
.tecrübe ve anıları kendiliğinden
nesilden nesile aktarılır.
.Koku alma duyuları oldukça gelişkindir.
.Diğer ırkların(kavimlerin) yeteneklerini ışık hüzmeleri şeklinde görebilirler.
-Hatıraları temsil ederler.


Nefes
.Yardımsever ve oldukça meraklı bir kişiliği vardır.
.Merakı ve yalnızlığı onu, sorulara ve tükenmek bilmeyen bir açlığa itmektedir.
.Yetenek ehlileri kadar güçlüdür.
.Bütün ırkların(kavimlerin) yeteneklerini, ışık hüzmeleri şeklinde görebilmektedir.
.Canlı varlıkların yaşam enerjilerini kendine çekebilir.
.Geliştirdiği yeteneği, tecrübe ve hafızayı 
'taşlara' aktarabilir.
.Tat alma duyusu oldukça gelişmiştir.
.Elementi Hava ve Ateştir.
-Nefs'i temsil etmektedir.
--------------------------------


Hikayenin ve projenin ortaya çıkışı
Ertur' da 2008'den beri her yıl belirli etkinlikler düzenlerdik.
Bunlardan bazıları video çekimi veya müzik şeklinde oldu.
Özellikle; Seda adlı arkadaşımızın 2012'nin son gününde, ön-rol'de oynadığı kısa, eğlencelik videodan sonra, 2013 yazı için 'bişeyler yapalım' talebi geldi.
Bunun üzerine gerek arkadaşlarım için olsun, gerekse 'bütün bi ertur' da ikamet eden çocuklar ve büyükler için olsun 'bişeyler yapalım' istedim.
Böylece ANEMORYUM projesine başlamış oldum.
Çizgiroman yapma fikri ise şu şekilde gelişti; Senaryo yazarken fantastik karakterler olursa daha eğlenceli ve zevkli olabileceğini farkettim, bunu farkeder farketmez ise aklıma gelen ilk şey, "peki bunları nasıl oynayacağız?" oldu.... zira hem çekim, hem teknik (efekt vs) hem de oyunculuk açısından hepimiz yetersiz ve kimimiz ise tamamen tecrübesizdik. İşte bu sayede, senaryonun rotası 180 derece döndü ve projeyi de bir 'çizgiroman' olarak tasarlamaya başladım...!
 Özetlersek; Bu proje, Ertur'daki arkadaşlarımın isteği üzerine yapılmış ve haliyle, tarafımdan, onlara ithaf edilmiştir.
...emeği geçmiş bütün oyunculara, ailelere, site sakinlerine, erturdan arkadaşlarıma, (özellikle beni kırmayıp çekimlere geldiği için Merve Güler'e) okurlara ve yazarlara, sanata "hala" , "inatla" değer veren ve özen gösterenlere, ERTUR'a selamlarımla....


    Karşılaşılan güçlükler
 1) "33 dr 912" plakalı araca sahip vatandaşımızın, arabamızın arkasına park etmesi ve kendisinin birtürlü bulunamaması :))
2) Sürekli kıyafetini getirmeyi unutan ve de eski bir giysi bulmanın zorluğuyla(!) başedememiş oyuncularımız.
3) Oyuncuların kafalarına göre kaybolmaları, hatta haber vermeden ertur'dan gitmeleri.
4) Oyuncu kapris ve şikayet cümleleri. 
Örnek bkz. 
"ne zaman çekecez?" 
"ben şimdi bunu mu giyecem?" 
"kaç sahne kaldı?"
"9 çok erken!!"
-ya millet saatin 5'ine erken diyor?!?!? Tamam öyleyse 10 yapalım.
"10 da çok erken!!! 11 olsun..!!!"
-iyi peki. 
(öbür gün 12 de gelinir.)
"yaaa offf yandım çok sıcak...!!!"
 -biraz sabret bak senin bi sahnen var, sabahtan beri burdayım ben.
 "......"
(cevapsız kalan bi yüz ifadesi)
 "offff" "öfffff" "offff" "öf!" diye devam eder :))
5) Alper' in kadrajına giren sayısız çöp kutusu, tabela, ayakkabı, adamın birisinin kafası, klima dış ünitesi, fıskiye vs. daha fazlası ve bütün bunları markeleme çabam.
6) Alper' in tam 4 kez foto yollamasına karşın, her birinde eksik yollamış olması ve proje bitmesine rağmen, hala da bir çok fotoğrafın elime ulaşmamış olması sonucu artık ümidimi kesmem ve buna rağmen projeyi bitirmeye çabalamam.
7) Bora'nın giydiği cart kırmızı tişörtteki kırmızıları programla silme çabam
...ve daha onlarca aksilik...


 Mutluluklar
 Tüm güçlüklere rağmen, güzel bir proje olarak sonlanması. Projenin beğenilmesi. Okurların okuduklarından zevk alması, eğlenmesi. Okurun beğenisi. Tecrübe. Serinin devamının istenmesi. İçeriğin "dolu ve derin" olarak adlandırılması. Çizgiroman olarak pazarlanmasını isteyen, arkadaşlarım ve bi kaç abimin olması. Bütün bu projede yer alan insanların, ilerde, anlatabilecekleri güzel bir hatıralarının daha olması. Proje sayesinde birçok bilgi öğrenmemiz.
İnsanların proje yapılırken ki gülüşleri, eğlenişleri, arkadaşlıkları.
...ve sonsuz bir sürü şey....


 #direnSanat      #direnGezi      #direnTürkiye
____________________________________________




"Anemoryum" ismi ve gerçek tarihi


Anamurium adı;

Yunanca Ανεμούριον = Anemourion (yel değirmeni) sözcüğünden türemiş, "'rüzgarlı burun''' anlamına gelmektedir.
Antik Anemurium kenti, Anamur burnuna çok yakın ve 
sürekli rüzgar alan bir noktada kurulmuştur.

Anemurium kentinin kalıntıları Nagidos'un yaklaşık 30 km. batısında, Anadolu’nun güneyindeki en uç noktasında bulunan Anamur burnunun doğuya bakan yamaçlarında yer alır. Kentin ne zaman kurulduğu hakkında herhangi bir bilgimiz olmadığı gibi Roma imparatorluk çağı öncesine giden kalıntılara da bugüne kadar henüz rastlanmamıştır. Kentin adı sadece bir liman listesinde geçtiği için onun İ.Ö. 4. yüzyılda var olduğunu söyleyebiliyoruz. Anemurium adının "rüzgarlı yer" anlamında kullanıldığı da antik kaynaklarca ifade edilir. İ.S. 1. yüzyılda kentin çevresine ilk surlar yapıldığı, bir süre Kommageneli Antiochos'un (İ.S.38-72) yönetimine bırakıldığı bize ulaşan tarihi bilgiler arasındadır. Kıbrıs'a yakın olması yüzünden özellikle Romalılar zamanında bir ara istasyon konumunda olan Anemurium, aynı zamanda kara yoluyla, Toroslardaki en önemli Roma kentlerinden biri olan Germanikopolis ile bağlantılıydı. Böylece, bu bölgedeki doğal kaynakların ihraç edildiği önemli bir ticaret kenti olmuştur. Anemurium İ.S. 260'da Sasaniler tarafından ele geçirilir. İ.S. 4. ve 5. yüzyıllarda Toroslardan gelen korsanlar kenti sık sık tahrip ederler. İ.S. 650 yılında Arap akınlarına uğrayan kent bu tarihten soma terk edilir. 12 ve 13 yüzyıllarda Selçuklular ve Karamanoğulları hakimiyetine giren kent böylece Türk egemenliğine geçer.
Anemurium 19. yüzyılda İngiliz Francis Beaufort'un Akdeniz'de yaptığı Keşifler sonucunda batı dünyasına tanıtılmıştır. 1960 yılında Toronto Üniversitesinden Elisabeth Alfoldi Rosenbaum tarafından kazılar başlatılmıştır. Daha sonra Kanada'lı Prof. James Russel tarafından kazılar ve diğer bilimsel çalışmalar sürdürülmüş 2000 yılında kazılara son verilmiştir.




Anemurium kenti yukarı ve aşağı kent olmak üzere iki bölümdür. En göz alıcı yapıları surlar, 3 hamam, 60 m. genişliğinde tamamlanamamış tiyatro, 900 kişilik oturma yeri bulunan odeon (konser salonu), paleastra aşağı kenttedir. Liman caddesinin her iki yanındaki kaldırımların belirli bölümlerinde yer yer zemin mozaikleri bulunmuş olup, bunların bir kısmı müzede sergilenmektedir.
Anamur Müzesinde sergilenen mozaikler içerisinde; barışçı kral Isaah adına düzenlenmiş mozaikte, palmiyenin iki yanında yer alan leopar ve oğlak betimlemesi nekropol kilisesi tabanında bulunmuştur.



Kentin surları dışında kalan mezarlığı, Anadolu'nun en iyi korunmuş nekropol alanını oluşturur. Bunların sayısı 350-400 civarındadır. Tonozlu mezarların tek ve iki katlı örneklerinin bir kısmının duvarlarında freskler ve mozaikler bulunmaktadır. Genel olarak mezarlarda lahit odası, ziyaret mekanı ve diğer eklenti mekanları yer alır. Beşik tonozlu en eski mezarların temelleri büyük kireç taşlarından inşa edilmiştir. Nekropol'de görülen ikinci mezar tipinde geleneksel plana eklenti mekanlar oluşturulmuştur. Üçüncü mezar tipi ise bir bahçe içerisinde eski tip mezarlara yeni bir ünite olarak eklenmiş yapılardan Anemurium Nekropol meydana gelir. Bunların dışında edikula formunda, dört cephesi kemerli ve kesik koni biçiminde mezar tipleri de yer alır.
Kentin içme suyunu sağlayan su kemerleri (akuaduct) dışında, Erken Hıristiyanlık dönemine ait birkaç kilise kalıntısı da saptanmıştır.
Müzede sergilenen Anemurium buluntularının en ilginç grubunu pişmiş toprak insan yüzlü yağ kandilleri oluşturur. Bunun dışında süs eşyalarından oluşan bronz ve kemikten yapılmış bazı mezar armağanları, Roma çağına ait olan tunçtan yapılmış tanrıça Athena biçimli bir kantar ağırlığı, Bizans çağına ait halk sanatını yansıtan çeşitli malzemelerden yapılmış objeler diğer önemli buluntular arasında yer alır.






27 Ağustos 2013 Salı

Çekim ekibine özel !


Kamera arkası görüntüleri : Pcloud (indirilebilir)